Miras bırakanın veya mirasçıların Alman vatandaşı olması yahut ikametgah veya mutat meskenlerinin Almanya’da bulunması terekeye dahil malların tamamen veya kısmen Almanya’da olması veyahut ölüme bağlı tasarrufların Almanya’da tanzim edilmiş bulunması gibi unsurları itibariyle miras meselelerinin birden fazla ülke hukuku ile temas halinde olması durumunda öncelikle milletlerarası özel hukuk kuralları devreye girecektir. Yabancılık unsuru içeren miras ilişkileri hakkında hangi hukukun uygulanacağını düzenleyen MÖHUK m. 20/1’de şu hüküm yer almaktadır: “Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuk uygulanır.” Konu ile ilgili profesyonel bir İstanbul miras avukatı yardımı almak isabetli olacaktır.

Almanların mirasına ilişkin diğer problemlerinin çözülme usulü

MÖHUK m. 20/1 hükmü, miras ilişkileri hakkında uygulanacak hukuk konusunda genel kuralı içermektedir. Ne var ki bu hüküm, miras ilişkilerinin bütün yönleri hakkında istisnasız uygulama alanı bulmaz. MÖHUK m. 20’nin birinci fıkrasında yer alan genel kuralın uygulama alanı bulmayacak o durumlar, bu hükmü takip eden fıkralarda gösterilmiştir. Bilhassa MÖHUK m. 20’nin ikinci fıkrasında öngörülen mirasın açılması, iktisabı ve taksimine ilişkin istisnalar, MÖHUK m. 20’nin birinci fıkrasında yer alan genel kuralın uygulama alanını önemli ölçüde daraltmaktadır. Bunun dışında bir de MÖHUK m. 20’nin üçüncü fıkrasında yer alan ve Türkiye’de bulunan mirasçısız tereke bakımından istisna getiren hüküm de mirasa uygulanacak hukuk konusundaki genel kuralın uygulama alanını daraltmaktadır.

MÖHUK’un 20. maddesi şekil ve ehliyet konularında özel düzenleme içeren sınırlı sayıdaki kanunlar ihtilafı kurallarından biridir. MÖHUK’un 20. maddesinin şekil ve ehliyet konuları hakkında öngördüğü özel düzenlemeler karşısında, bu iki konu hakkında genel hükümler içeren MÖHUK’un 7. Ve 9. madde hükümlerinin miras olayları hakkında tatbik alanı bulması, ancak konuya ilişkin özel düzenlemelerin izin verdiği ölçüde mümkün olacaktır.

Almanların miras haklarına uygulanacak hukukun belirlenmesi

Türkiye’nin yabancı devletlerle akdetmiş olduğu pek çok milletlerarası sözleşme, bilhassa konsolosluk sözleşmeleri, miras konusuna ilişkin özel hükümler içerir. Konsolosluk sözleşmeleri genellikle terekenin muhafazası, idaresi ve tasfiyesi ile ilgili konular hakkında hüküm içerip, mirasa uygulanacak hukuk konusunda hüküm içermezler. Dolayısıyla bu konsolosluk sözleşmelerinin hükümleri, MÖHUK’un 20. maddesi yerine tatbik edilmez. Buna mukabil, Türkiye’nin taraf olduğu Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanun Uyuşmazlıkları Konusunda 1961 tarihli La Haye Sözleşmesi düzenlediği konular bakımından MÖHUK’un 20. maddesi yerine geçer.

Almanların miras haklarına ilişkin ön meselelerinin çözümü

Miras ilişkisi nedeniyle kimlerin ne oranda mirasçı olacakları sorusu ele alınırken, kaçınılmaz olarak ön meselelerle karşılaşılır. Mesela miras bırakanla evli olduğunu, bu nedenle miras bırakanın eşi sıfatıyla mirasçı olduğunu ileri süren bir Alman vatandaşı ile miras bırakan arasında geçerli olarak kurulmuş bir evliliğin mevcut olup olmadığı veya miras bırakanın çocuğu olduğunu ileri süren kişi ile miras bırakan arasında kurulmuş soy bağının bulunup bulunmadığına ilişkin meseleler birer ön mesele teşkil eder. Bu ön meseleler miras olayından bağımsız olarak ele alınır ve lex forinin yani hakimin hukukunun bağlama kurallarının yetkili kıldığı hukuk uyarınca çözümlenir. Mesela Alman vatandaşı bir kimsenin evliliğinin geçerli olarak kurulmuş olup olmadığı sorusu evlilik statüsünü düzenleyen MÖHUK’un 13. Maddesinin, soy bağının kurulmuş olup olmadığı sorusu ise MÖHUK’un 16. maddesinin yetkili kıldığı hukuk uyarınca çözümlenir. Tüm bu teknik detayların daha anlaşılabilir ve pratiğe uygulanabilir kılınabilmesi adına iyi bir İstanbul miras avukatı ve İstanbul uluslararası avukat araştırması yapmak gerekmektedir.

Open chat