İş hukuku ve yasa bütünlüğü, Çalışanlar ve işverenler arasında insanlık tarihi kadar eski olan çalışma kural ve yasaları hukuk sistemi olan her toplumda bir düzen ve yasa bütünü içerisine alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Kanunları da bu konuda Yapılan Uluslararası anlaşmalar ve Gelişmiş Toplumları da örnek alan yasalar bütününe sahiptir.

T.C. Yasalarında İş Hukukunu İlgilendiren Kanunlar Nelerdir?

Yasaların varlığı ve bunları uygulayan yasa uygulayıcılarının öğretide ve uygulamada esas aldıkları birçok kabulleniş mevcuttur. Genel kabul gören bu uygulamalar zaman içerisinde yasa koyucuların yayın organları arasında olan Resmi Gazete gibi yayın organlarında yer bulmaktadır.

Ayrıca Yerel Mahkemelerde görülen davaların temyiz edilmesi sureti ile bir üst mahkeme olan Yargıtay da zaman zaman yerel mahkeme kararlarını etkileyecek “içtihat” adını verdiğimiz yeni uygulama şekillerini göreceksiniz.

İçtihat: Somut olayda ya da mevcut olan anlaşmazlık konusunda, üst mahkemelerin benzer olaylar bakımından verdiği farklı kararlarla ortaya çıkan ve anlaşmazlığı ortadan kaldırmaya yönelik; yetkili üst kurullarca alınan kararlardır. Henüz yasada yer etmemiş yada gelişen hayat dinamikleri içerisinde yaşamın içerisinde yeni giren ve daha önce mevcut olmayan konularda yasaların çizdiği genel bütünlük içerisinde yeni gerçekleşen olayın çözüme kavuşturulması işlemidir.

İş Hukuku Yasa Bütünlüğü

Yargıtay tarafından verilen bu kararlar ile benzer diğer olaylara örnek teşkil etmesi açısından önem arz eder ve bu resmi kanallar ile yayınlanmaktadır. İş Hukuku, işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini ve sonuçlarını düzenleyen kurallar bütünüdür. İş Hukukunun temel süjesi (BİR ŞEYİN ASIL KONUSU, FÂİL, ÖZNE. HUKUK KURALININ İLGİLENDİĞİ ASIL ŞEY.) işçi olduğundan İş Hukuku, insan odaklı bir hukuk dalıdır. İşçi, işverenin verdiği işte ücret karşılığında çalışır ve işverenin emir ve talimatlarına göre hareket eder.

Yani işçi, işverene bağımlı olarak iş görme borcunu yerine getirir. İş ilişkisi kural olarak özel hukuk ilişkisidir. Ancak işçinin ve zayıfın korunması, sosyal devlet düşüncesiyle İş Hukukunda, emredici nitelikte birçok düzenlemeye yer verilerek Kamu Hukuku yönünün de olduğu vurgulanmıştır. Bu yüzden sosyal devletler, emeği koruma ve çalışma barışını sağlama düşüncesiyle çalışma hayatına emredici nitelikte yasal düzenlemeler getirerek müdahale etmektedirler.[/box]

İş Hukukunun en temel amacı, emeğin sömürülmediği adil bir çalışma düzeni kurmaktır. İş Hukukunun doğması ve gelişmesinde en büyük etken de zayıfın ve dolayısıyla işçinin korunması ilkesi olmuştur. İşçi, iş ilişkisinin bağımlı süjesi (SÜJE: BİR ŞEYİN ASIL KONUSU, FAİL, ÖZNE. HUKUK KURALININ İLGİLENDİĞİ ASIL ŞEY.) olduğundan ekonomik sömürüye konu olabileceği gibi, ruhsal ve bedensel sömürüye de konu olabilir.

Bu nedenle işçinin ekonomik olduğu kadar ruhsal ve bedensel varlığının, şeref ve haysiyetinin de korunması ihtiyacı olduğundan, İş Hukukundaki “işçinin korunması” ilkesi, evrensel bir ilke olarak benimsenmiştir. Örneğin, ILO Philadelphia Bildirgesi’nde emeğin ticari meta olmadığı evrensel kuralı kabul edilmiştir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. maddesi

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. maddesinde, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartının 24. ve 26. maddesinde de işçinin korunması temel ilke olarak benimsenmiştir.

İşçinin korunması düşüncesinden hareketle İş Hukukunda, işçi lehine yorum ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkeye göre, bir hukuk kuralının yorumunda tereddüt oluştuğunda, işçi lehine olan yoruma üstünlük tanınması gerekir. Ancak yapılacak yorum ve uygulamanın kamu düzenine ve çalışma barışına açıkça aykırılık teşkil etmemesi gerekir. Yani işçi lehine yapılacak yorum şekli, kamu düzenine aykırı olacak ise, artık işçi lehine yoruma başvurulamayıp, bu durumda kamu düzenini işçinin menfaatinden üstün tutmak gerekecektir.

İş Hukukunun Doğuşu ve Tarihi

İşçi ve işveren ilişkisinin tarihi, insanlık tarihi kadar eski olmakla birlikte, 1789 Fransız İhtilali ve 18. yüzyıl sonunda İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi ile birlikte İş Hukukunun doğmaya başladığı kabul edilmektedir. Özgürlüklerin gelişmesi, sanayileşmenin hızla artması, kadın ve çocuk işçilerin ağır koşullarda çalıştırılması, artan iş kazaları ve keyfi işten çıkarmalar ile birlikte İş Hukuku ile ilgili kavramlar gelişmiş ve yasal düzenlemeler ortaya çıkmıştır.

İşçinin ve emeğin korunmasını sosyal devlet ilkesinin gereği olarak kabul eden çağdaş ülkelerin Anayasalarında ve yasalarında, iş ilişkilerini düzenleyen ve genellikle emredici nitelikte kurallara yer verilmiştir. 1919 tarihli Versailles Barış Antlaşması ile kurulan ve 1946 yılında Birleşmiş Milletler sistemi içine alınan uluslararası çalışma örgütü, iş hayatı alanında yaptığı sözleşmeler ve tavsiye kararları ile üye ülkelere yol gösteren önemli bir örgüt haline gelmiştir. Ülkemizde de, hem Anayasada hem de çıkarılan özel yasalar ve yönetmeliklerle çalışma hayatı ve iş ilişkilerinin yasal dayanakları oluşturulmuştur.

  • Uluslararası Antlaşmalar,
  • ILO Sözleşmeleri ve Tavsiye Kararları,
  • Anayasa,
  • 4857 sayılı İş Kanunu,
  • 854 sayılı Deniz İş Kanunu,
  • 5953 sayılı Basın İş Kanunu,
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu,
  • 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu,
  • Hafta Tatili Kanunu,
  • Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun,
  • 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, (Çıraklık kanunu Olarak da bilinir)
  • 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu,
  • 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
  • 4721 sayılı Medeni Kanun (örneğin; iş yerinin miras yolu ile intikal etmesi durumlarında)

Yukarıdaki listede bulunan kanunlara uygun olarak çıkarılan yönetmelikler ve yargı kararları, İş Hukukunun başlıca kaynaklarını oluşturmaktadır. Her ne kadara ifade edilmesi zor olan bir konu olsa da en açık şekilde iş hukuku dendiğinde kavram olarak neleri içerdiği ve nasıl bir hukuk bütünlüğü olduğu konusunda fikir vermeye çalıştık. İş hukuku alanına giren bir sorun olduğunda olabildiğince geniş kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek bu nedenle önemlidir.

Değerlendirme konusunda uzun yıllara dayanan geçmişimiz nedeni ile herhangi bir sorunu en optimum çözüm yollarını ve potansiyel siz takipçilerimizin içinde bulunduğu durumun ne olduğu ve ne ile karşılaşabileceği konusunda tatmin edebileceğimizi düşünüyoruz.

İş hukuku ve yasa bütünlüğü hakkında sorularınızı yorumlar kısmında sorabilirsiniz. Avukat Kemal Kaya sizlerin tüm sorularını cevaplayacaktır. Lütfen sorularınızı çekinmeden sorabilirsiniz.

Konu hakkında daha detaylı bilgi ve randevu için  info@kemalkaya.av.tr mail adresi ve 0532 442 62 33 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Av. Kemal Kaya

 

boşanma avukatı
bakırköy boşanma avukatı
kadıköy boşanma avukatı
üsküdar boşanma avukatı
şişli boşanma avukatı
kağıthane boşanma avukatı
beşiktaş boşanma avukatı
istanbul boşanma avukatı
boşanma avukatı istanbul
Open chat