İşçi hakları Nelerdir? İşçi Haklarını Nasıl Alır?. Türkiye Cumhuriyetinde Tüm dünyada olduğu gibi çalışma yaşamı hayatın tüm alanlarını kapsar. Bu nedenle hayatın her hangi bir alanında olan birbirinden farklı insanların yaptıkları işe göre ve çalıştıkları kurumun özelliklerine göre hakları birbirinden farklıdır.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarında ister kişi olsun ister kurum olsun bir ihtilaf durumunda “TARAF” olarak değerlendirilir ve tarafların hakları yasalar ile belirlenmiştir. İşçi de işverende bir kavramı temsil eder ve genel kavramlar olarak değerlendirilirler. Yasalar da da işçi ve işveren tanımlanmıştır. İştigal alanlarına göre ilgili kanunlar ile genel tanımlarına ek özellikler katılabilir niteliktedir.
Bu konu ile ilgili olarak işçilerin yasal haklarının belirlenmesi kanun eli ile yapılacağı için dünyadaki hukuk sistemlerinin tamamında işçilerin haklarını belirlemek için farklı kanunlar düzenlenmiştir. Bu Kanunlara ek olarak yönetmelikler ve genelgeler düzenlenmekte ve ihtilafların yasalar ile senkronize olması sağlanmaktadır. Böylece yasalar ve hayatın dinamikleri içerisinde ortaya çıkan yeni sorunların çözülebilmesi için olaylar ile yasalar senkronize edilmektedir.
İşçi Hakları
- İşçi Hakları Kavramı Nedir?
- Bu kavram neyi kapsar?
- İşçi Hakları ile İşçilik Hakları Arasında Ne fark vardır?
İşçi Hakları Kavramı ve kapsamı;
Çalışan işçinin yaptığı işe, yaptığı iş sözleşmesine, sözleşme maddelerine, yapılan işin bağlı bulunduğu kanun, yönetmelik, ve tüzüklere göre değişiklik gösteren “yasalar kişiye özel düzenlenemez ilkesi” nedeni ile ihtilaf durumunda mahkemelerde ilgili kanunların ve olayların yanında işveren ile yapılan mukavele, sözleşme, iş ve hizmet akdi başlıkları altında yapılan işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin özelleştirilmesini de dikkate alan ve bu kişiselleştirilen iş ilişkisinin kanunlara uygun olması durumunda yasalar yerine yapılan iş ilişkisinin tanımlandığı sözleşmeye göre hüküm verilen bir kavramdır.
Her çalışan için özelleşebilecek bir kavramdır. Kişiye özeldir. Burada yapılan sözleşmenin yasalara uygunluğu Re’sen araştırılır ve uygun görüldüğü taktirde esas alınır. Yani işçiye özel bir kavramdır.
İşçinin Bireysel ve özel haklarının dışında kalan ve Tüm işçilerin hakları olarak düşünülmesinde sakınca olmayan “işçilik hakları” kavramı arasında kapsam olarak fark vardır. İşçilik hakları genel bir kavramdır ve sınırları bellidir. İşçi hakları bu sınırların işçi ve işveren ile birlikte karar verilerek değiştirilmiş halidir.
İşçilik Hakları Kavramı
İşçilik Hakları işçi ile işveren arasında kurulan iş ve işin yapılması durumunda işçinin ne elde edeceğinin düzenlenmesi için yasalarda tanımlamaların yapıldığı ve genel anlamda işçinin haklarının korunması ve işveren tarafından art niyetli olarak işçinin kullanılmasının önüne geçecek kanun bütünü ile tanımlanan hakların tamamıdır.
Unutulmaması gereken şudur; işçi haklarını bilmek zorundadır. İşçinin haklarını bilmiyorum ifadesinin hukuki bir karşılığı yoktur.
Bu nedenle işçi ile işveren arasında düzenlenen iş sözleşmelerinin içerisinde işçiye kabul ettirilen bazı maddelerin işçinin bazı haklarından vazgeçmesi anlamında gelebilmektedir.
Her ne kadar yasalar buna izin vermiyor görünse bile İşçi ile işveren arasındaki bu oyun ekonomi oldukça devam edeceği açıktır. İşverenin bir insan ve insani duyguların temelinde olan kazanmak ile işçinin üzerinde özel durumlar oluşturma çabası sürecektir. Tüm işçiler buna karşı uyanık olmalıdır.
İşçilerin yaptıkları işe göre ilgili kanun maddeleri değişmektedir. Bir gemi personeli ile o geminin yanaştığı limanda çalışan işçilerin farklı haklara sahip olması da yasalarda işçilik haklarının genel bir kavramı ama işçinin bireysel haklarının yaptığı iş, görevi, çalıştığı kurum, bağlı bulunduğu sendika, işin ilgili olduğu kanunlar ile yakından alakalıdır.
Genel olarak işçilerin hakları işveren ile arasındaki borç alacak ilişkisini, ve işçinin sömürülmesinin önüne geçmek amacı ile çalışma koşulları ve sürelerini, çalışanın özel durumları ile ilgili tanımları yapmakta ve bunun ötesine geçmemektedir. Genel işçilik hakları hakkında hazırladığımız yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
İşçi Hakları ve İşçi Hukuku Konusunda Bilmeniz Gerekenler
Yaşamın dinamikleri içerisinde bu ekler ve değişiklikler; gerek Yargıtay kararları ile gerekse ihtiyaç halinde kanun koyucuların yasa düzenleme ve isteklerini meclisten geçirerek Resmi Gazete de duyurmaları neticesinde düzenlenir. İşçinin Yasalar tarafından tanımlanmış Haklarını hangi kanunlar içerisinde bulunabileceğinin Listesine buradan ulaşabilirsiniz.
İşçi haklarını belirleyen yasalar ve kanunlar
İşçi Haklarını Belirleyen Yasalar hakkında daha detaylı bilgi için https://www.kemalkaya.av.tr/isci-haklarini-belirleyen-kanunlar/ yazımıza bakmanızda fayda vardır.
Buna göre işçi gibi genel bir kavramın haklarını tanımlamak için hepsine uyan bir makale yazmak ancak genel hatları ile mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Yasalarında İşçilerin hakları ile ilgili olarak ihtilaf durumunda başvurmak üzere kurallar çerçevesinde düzenlenmiş 50 adet kanun ve Türkiye Cumhuriyetinin 1949 yılında imzaladığı 1948 yılında yayınlanan insan hakları evrensel bildirgesini de içine alan bir bütünü değerlendirmek gerekir.
Tabi ki de bir ihtilaf durumunda ihtilafın niteliği gereği sadece bunlardan bir veya bir kaçı değerlendirmeye alınacaktır. Ama hayatın dinamikleri ve yaşayan insanın içerisinde bulunduğu sosyal şartlar neticesinde Tüm kanunlarda “DİĞER” kelimesi ile başlayan maddeler vardır.
Son 10 yılda günlük kullandığımız kelimeler arasında yer almaya başlayan kelimeler en az bir kere buradaki tüm okuyucular tarafından duyulmuştur.
- Mobbing (Taciz- Duygusal, psikolojik, cinsel taciz),
- Low Balling (işletmelerde haksız rekabet durumlarında karar noktalarındaki çalışanları da etkileyen kanun hükümleri mevcuttur),
- Ballying (Eşit konumda olanlar arasındaki fiziksel taciz – cinsel taciz hariç)
Bu nedenle işçi hakları ihtilafları ortadan kaldırmak ve uygulamayı belirlemek için yapılan kanun bütünlükleri ile değerlendirilmek zorundadır.
Bütün bunların dışında ihtilafın durumunda göre
Anayasaya göre işçi hakları
Anayasa başta olmak üzere, yapılan uluslar arası konu ile ilgili spesifik anlaşmaların da değerlendirildiği oldukça geniş bir hukuk bütününü ilgilendiren durumlar ile karşı karşıya kalınabilmektedir.
- ILO sözleşmeleri ve tavsiye kararları,
- Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu Bütünlüğü; İhtilaf durumlarında yasalar ve kanunlar çerçevesinde ihtilaf ın ortaya çıkmasını sağlayan koşullarda kusurlu tarafın belirlenmesi için elde bulunan delillerin hukuki karşılığı ve yasalar ile tanımlanmış ispat araçları ve yöntemlerinin değerlendirildiği İş mahkemesi hakimlerinin Re’sen gözetmek zorunda olduğu kanun bütünüdür.
- ihtilafların çözümü sonrasında tazminat konularının ortaya çıkabiliyor olması nedeni ile tazminat kanun bütünlüğü,
- işçi ile işveren arasında yazılı bir sözleşme olduğu durumlarda sözleşmeler kanun bütünü,
- Tazminat hükmü verildiği andan itibaren Türk Borçlar kanun bütünü,
- Marka ve patentleri de ilgilendiren, Çalışanın iş yeri ile yapacağı sözleşme durumlarına göre çalışanın yapacağı yeni bir buluş ve marka ile ilgili olarak 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu bütünü,
- Zaman zamanda iş yerinin sözleşme kapsamı dışında kalan el değiştirmeleri durumlarında Medeni kanun bütünü gündeme gelebilir.
Medeni kanun şirketin sahibinin vefatı
Medeni kanun şirketin sahibinin vefatı akabinde miras yolu ile şirket haklarının intikal etmesi durumunda Medeni Kanun bütünü içerisindeki ilgili olan Veraset ve intikal kanunları beraberinde icra edilmesi gerekecektir. Bu ancak mirasçının işçiler ile ilgili olarak aldığı kararlarda bir ihtilaf durumu ortaya çıkarması durumunda gündeme gelebilir.
Genellikle bu aşamaya gelen dava sayısı oldukça nadirdir. İşçinin ölmesi durumunda uygulamada medeni hukuk bütünü ile ilgili bir işlem yapılmaz. Her ne kadar ölen işçinin haklarının mirasçılarına devredilmesi gerçekleşse bile uygulamada ve öğretide bu mirasçılar arasındaki bir dava konusu olarak kabul edilir.
İşçi Haklarından Bahsedebilmek için ortada bir işveren ve işin olması yetmez. işçinin işveren güdümünde çalışıyor olması durumu ihtilaf durumunda re’sen gözetilen Durumlar arasındadır. Yani işçi ile işveren arasında yasada tanımlanmış bir iş ilişkisinin olması gerekmektedir. Bu ilişki ister bir “Hizmet Akdi” isimli işçi ile işveren arasında düzenlenmiş bir sözleşme olsun ister devletin belirlediği çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı tarafından ilgili yasalar ile tanımlanmış bir iş ilişkisi olsun fark gözetmeksizin işçi ile işveren arasında iş ilişkisi başlamış olur.
İşçi Haksızlık Karşısında Ne yapabilir?
işçi ile işveren arasında yasalar işçi olmadan işveren olamayacağı düşüncesi ile işçinin tarafını koruyan ve gözeten mantık içerisinde davranır. Öğretide, doktrinde ve uygulamada alınan bütün kararlar aslında işçi tarafını tutan bir mantık çerçevesinde gelişir.
Fakat işçinin kendisi ile ilgili asal bilmesi gereken konuları, ister önemsemediği için ister diğer sebeplerden herhangi biri nedeni ile ihmal etmesi durumunda zaman zaman işçinin aleyhine olan durumlarda cereyan eder. Bunların önüne geçilebilmesi için kesinlikle işten çıkarılma durumunda eğer haksız bir çıkarma durumu var ise haklarını zaman geçmeden aramalıdır.
İşçinin ilk yapması gereken ortada hukuki karşılığı olan bir haksızlığın olup olmadığını öğrenmektir. Yapılan bir iş sözleşmesi mevcut ise bu sözleşmenin bir kopyasının kendilerinde olması gerekmektedir. Eğer kendisinde bir kopyasının olmadığı bir sözleşmeyi imzaladığını hatırlıyor ise yine avukatı yardımı ile bu sözleşmeyi isteyebilir.
Bu konuda ücretsiz danışmanlık hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.
Ortada somut maddi bir haksızlık var ise, bunu size avukatınız söyleyecektir. İçinde bulunduğunuz durum ve bunun şartları nedeni ile ancak genel anlamda size tek söyleyebileceğimiz bir uzman iş hukuku avukatı ile içinde bulunduğunuz durumu değerlendirmenizdir.
Çalışan insan sayısının çokluğu ve varlık bulan olayların çeşitliliği nedeni ile bu konuda genel bir yazı yazmak bile aslında çok zor ve bu konuda yazılacak bir yazı ancak sonunda yine bir uzmana başvurun ile biten bir yazı olacaktır.